En iyi romantik kitapların merkezinde evrensel bir duygu olan aşk ve onunla ilişkili olan diğer unsurlar bulunur. Tutku dolu romantik kitaplar, ikili ilişkilerin karmaşık doğasını yalın bir dille okura aktarır. Ayrılık, tutku, erotizm, imkânsız aşklar, bir türlü kavuşamayan aşıklar ya da aşkın tükenişi, modern aşk anlayışının çıkmazları gibi temalar, güçlü hikâye karakterlerinin gözünden sürükleyici bir kurguyla aktarılır. Kadim anlatının da en ilgi çekici konularından olan ‘Aşk’, mitlerde, halk şiirlerinde, modern bir anlatı olan romantik tarzdaki öykülerde ve romanlarda sıklıkla işlenmiştir.
Eğer sen de teması tutku ve aşk olan romantik hikâyelerden hoşlanıyorsan, hem Türk hem de dünya edebiyatının en ilgi çekici romantik eserlerinden oluşan “En iyi romantik kitaplar” listemizi inceleyebilirsin.
Tristana – Benito Pérez Galdós
Seslendiren: Sercan Gidişoğlu
İnsan elinde olana sahiptir; tabii o elindekini bir başkası isteyene kadar. İnsanların arasındaki ilişkinin kanunu budur, gerisi bencillikten, paragözlükten başka bir şey değildir. Paranın adi olmadığı tek durum, paraya ihtiyaç duyma talihsizliğini yaşayan birine teklif edildiği durumdur.
İspanyol realist roman türünün en iyi yazarlarından olan Benito Pérez Galdós, 20. yüzyıl İspanya ulusal destanı Episodios Nacionales’ı da kaleme almıştır. Hayatı boyunca farklı türlerde onlarca eser kaleme alan Galdós, Tristana’da sadakat, aşk, kadının toplumsal kimliği gibi konuları, güçlü kadın karakteri Tristana üzerinden anlatır. İlginç bir aşk üçgenini konu alan romanda genç Tristana’nın varoluş mücadelesine, dönemin İspanyol kadınının özgürleşme çabası eşlik ediyor.
Öksüz ve yetim kalan Tristana babasının arkadaşı Don Lope’nin himayesinde yaşamaya başlar. İlk başlarda Tristina’ya kızı gibi davranan Don Lope, zamanla ona ilgi duyar. Hiçbir sosyal hayatı olmayan tamamen Don Lope’ye bağlı olan Tristana, yaşlı adamın ilgisinden başlarda rahatsız değilken, zamanla bu baskıcı tavırlardan bunalıp varoluş amacını sorgulamaya başlar. Genç ressam Horacio’yla yolları kesiştikten sonra ise hayatının yönünü değiştirmeye, kendi yeteneklerini ortaya çıkarmaya karar verir. Böylece Tristina özgürlüğü aradığı bir maceranın içine girer.
Aile Mutluluğu – Lev Nikolayeviç Tolstoy
Seslendiren: Fatih Sönmez
Bence, – diye devam ediyordu, – “Sizi seviyorum” sözlerini ciddi bir ifadeyle söyleyen insanlar ya kendilerini kandırıyorlardır ya da daha kötüsü, başkalarını kandırıyorlardır.
Tolstoy’un kendi hayatından kesitler içeren Aile Mutluluğu, yazarın erken döneminde kaleme aldığı eserlerinden biri. Tolstoy, Aile Mutluluğu hikâyesini Valeria isimli genç kadınla yaşadığı ilişkiden yola çıkarak yazmış. Yazar kitapta Valeria’nın yerine Masha, Tolstoy’un yerine ise Sergey’i seçmiş.
Tolstoy bu romanında, genç bir kadının evlilikten beklentilerini, erkeğin bu beklentiler karşısındaki tutumunu ve kadın erkek ilişkisinin karmaşık yapısını irdeler. Aynı zamanda erkek egemen bir evliliğin eleştirisini sunan roman, dönemin Rusya’sında aşk ve evliliğe bakışı da yansıtıyor. Tolstoy, insan ilişkilerini gerçekçi bir bakış açısıyla ortaya koyduğu bu eserinde, romantik aşkın toplumsal ön kabullerinin sonuçlarını ustaca irdeliyor.
Kitapta Tolstoy’un kendi hayatından esinlenmeler yer alır. Sudakova’da yaşayan, soylu bir kadın olan Valeria, Tolstoy’un ailesinin yakından tanıdığı biridir. Tolstoy, 20 yaşındaki Valeria’nın vasisi olduktan sonra, aralarındaki durum daha da çetrefilli bir hâl alır. Herkes onların evlenmesini istese de Tolstoy aşka inanmakta güçlük çekmektedir. Gerçek hayatta Tolstoy ile Valeria arasında sadece sekiz yaş fark varken, hikâyede Sergey otuz altı, Masha ise on yedi yaşındadır. Tolstoy, kadının aile içindeki yerini sorguladığı bu romanda, Sergey ve Masha’nın evlilikleri üzerinden hem kendi iç dünyasıyla hesaplaşıyor hem de “evlilik” üzerinden toplumsal çıkarımlarda bulunuyor.
Ankara, Mon Amour! – Şükran Yiğit
Seslendiren: Özlem Zeynep Dinsel
Ne olurdu sanki o gün sana başka bir şiir okusaydım. Mesela deseydim ki: “Yokluğun her dakika ölüm demek gitme kal, Hasretim daha yüz yıl dinmeyecek gitme kal”
Şükran Yiğit’in nostaljik unsurları ustaca kullandığı kitabı Ankara, Mon Amour! üç bölümden oluşan bir eser. Yazar, siyasi bir ortamı da betimleyerek 1960’lardan 2000’lere kadar uzanan dönemde yaşananları, imkânsız aşkları, açık yaraları, öğrencilik günlerini ve darbe zamanlarını anlatıyor. Eserde, karakterlerin iç dünyalarındaki çatışmalar ve hesaplaşmalar; korkular ve çaresizlikler oldukça detaylı bir şekilde işleniyor. Yazar, sürükleyici dili ve etkili tasvirleriyle roman boyunca okurun ilgisini canlı tutmayı başarıyor.
Ankara, Mon Amour! Suna ve Emel’in daha küçük birer çocukken başlayan arkadaşlıkları üzerinden dönemin siyasi ortamını, arkadaşlık, komşuluk ilişkilerini, çocukluğu, özlemi ve aşkı anlatıyor.
Kiraz Ağacı – Gökçer Tahincioğlu
Seslendiren: Sezin Akbaşoğulları
Bir okyanusu özlüyorum. Oysa hiç okyanus görmedim.
Gökçer Tahincioğlu, ikinci romanı olan Kiraz Ağacı’nda Korsakoff sendromundan mustarip olan Hivda ve Deniz’in çarpıcı hikâyesini anlatıyor. Türkiye’nin siyasi tarihine de esaslı bir bakış sunan yazar, devrimci bir kadınla gazeteci bir adamın, her şeye rağmen tükenmeyen aşklarına ayna tutuyor. Güçlü bir aşk hikâyesi olmasının yanı sıra toplumsal eleştiri niteliği de taşıyan eser, okuru kendi içindeki iyi ve kötünün mücadelesiyle yüzleştiriyor.
Ve tıpkı yazarın da söylediği gibi: “Ve insan, yaşamı boyunca ne yaparsa yapsın, en çok unutmak istediğini anımsıyordu.”
Selvi Boylum Al Yazmalım – Cengiz Aytmatov
Seslendiren: Ahmet Mümtaz Taylan
Bir kimseye karşı bu denli içimin kaynayacağını, birini korumanın, yakınlık göstermenin bu denli hoşuma gideceğini hiç bilmezdim.
Sinema uyarlamasıyla büyük ilgi gören Selvi Boylum Al Yazmalım, dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un unutulmaz bir aşk hikâyesinin ekseninde kurduğu, toplumsal eleştiri unsurları da taşıyan eseridir. Asel ve İlyas’ın imkânsız aşkı üzerinden dönemin sosyal ve kültürel hayatı da ele alınır.
Romanda uçarı bir şoför olan İlyas’la köylü kızı Asel’in aşk hikâyesi anlatılır. Hikâye, şoför İlyas’ın mandıra inşası için taş taşıdığı bir gün, şehre yakın bir noktada bataklığa düşmesiyle başlar. Buradan çıkmak için arabasını tamir etmeye çalışırken güzeller güzeli genç bir kız olan Asel’le karşılaşır. Hemen Asel’in peşine düşen İlyas, onu köyüne bırakır. Aralarındaki büyük aşk o gün başlar. Ailesi o sıralar Asel’i başka bir adama vermek istemektedir. Bunun üzerine vakit kaybetmeden kaçarak evlenirler. İnişli çıkışlı devam eden ilişki İlyas’ın dengesiz tavırları yüzünden kısa süre içinde çıkmaza girer. Uçarı bir kişiliğe sahip olan İlyas’ın fevri tavırlarına bir de ihanet eklenince Asel evi terk eder. Asel ile İlyas, bir gün yeniden karşılaştıklarında ise artık her ikisinin de hayatı geri dönülemez bir biçimde değişmiştir.
Yeşil Evler – W. H. Hudson
Seslendiren: Gürsu Gür
Bu ıssız yerde duygularımı kendimden ve yukarıdan beni gören Tanrı’dan saklamama gerek yoktu; işte bu, yalnızlığın en güzel yanıydı, özgür olabiliyoruz, hiçbir gelenek bizi engellemiyor.
W. H. Hudson, Yeşil Evler’de doğanın koynunda yeşeren bir aşk hikâyesini anlatıyor. Viktorya döneminde, Venezuela’da geçen öyküsünde etkileyici tasvirleriyle okuru büyüleyici bir atmosferin içerisine sokuyor. Şehir hayatının zorluklarından bunalan W. H. Hudson Yeşil Evler’de doğaya duyduğu özlemi, doğadan uzaklaşan insanın çıkmazlarını ve insanın gerçek anlamda doğayla bütünleşip bütünleşemeyeceğini sorguluyor.
Başarısız bir devrimin ardından eserin baş kahramanı Abel, güneydoğu Venezuela’ya kaçar. Abel burada, yerel halkla arkadaş olur. Rima ile tanıştıktan sonra ise Abel’in hayatı tamamen değişir. Abel ve doğanın kızı Rima arasında başlayan aşk, şehrin karmaşasından ve yapaylığından uzak, saf duyguların temsilidir.
Aşk ve Ölüm – Kamil Sarhanlı
Seslendiren: Zeynep Ateşer
Aşk, kişiye varoluşunun uçlarını anımsatır ve ölüm duygusunu çağrıştırır. Yaşamı, biz farkında olmasak bile, ölümle anlamlandırırız. Aslında ölüm bir yaratımdır. Varlıksal sözcüklerimizi anlamlandıran bir yaratım…! O yüzden yaşamak ne güzel şey… Ölümün yanında aşk ile yaşamak…
Afrodit’in hikâyesini etkileyici bir edebi dille okura sunan Kamil Sarıhanlı, mitolojiye meraklı olan okurlar için eşsiz bir eser ortaya koyuyor. Aşk ve Ölüm‘de yazar, okuru insan ruhunun derinlerinde yatan motiflerin tarihsel izini sürmeye davet ediyor. İnsanı kendi ruhunda bir yolculuğa çıkarmayı başaran eser, yazarın dili sayesinde şiirsel bir anlatıya dönüşüyor. Aşk ve Ölüm, en iyi romantik kitaplar arasında sağlam bir yer edinmeyi kesinlikle hak ediyor.
Lady Chatterley’in Sevgilisi – D. H. Lawrence
Seslendiren: Başak Daşman
Para ile sözde aşk, iki büyük hastalığıdır bu toplumun; özellikle para, iyice ilerlemiş bir hastalıktır.
D. H. Lawrence’ın ünlü eseri Lady Chatterley’nin Sevgilisi, müstehcen olduğu gerekçesiyle 1960 yılına kadar Birleşik Krallık’ta açıkça yayınlanmayan bir eser. Kitap bir süre Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Hindistan ve Japonya’da da müstehcenlik gerekçesiyle yasaklanıyor. Romanda, işçi sınıfına mensup bir erkek ile üst sınıftan bir kadının yaşadığı aşk anlatılıyor. Yazar, bu sıra dışı aşk hikâyesinde, sınıf çatışması ekseninde toplumsal bir eleştiri yapıyor.
Genç bir kadın olan Lady Chatterley’in kocası Birinci Dünya Savaşı’nda felç kalmıştır. Bekçi Oliver Mellors’a büyük bir ilgi duyan Lady Chatterley, aşkını yalnızca zihninde yaşayamayacağını fark ettiğinde hayatı da değişir. Mellors’la yaşadığı aşk, ona aşkın hem bedenen hem de zihnen farklı boyutlarda var olduğunu düşündüren sarsıcı deneyimler yaşatır.
Kırmızı Defterli Kadın – Antoine Laurain
Seslendiren: Sercan Gidişoğlu
Ergenlik parantezini tanımlayan bir şey varsa eğer, bu gülme krizleriydi. Bir daha hiçbir zaman öyle gülmüyordu insan. Dünyanın ve hayatın tamamen saçma olduğuna dair o ani bilinçleniş, nefessiz bırakana kadar güldürüp kahkahalara boğarken, aynı fikrin 20 sene sonra beraberinde getirdiği tek şey tevekkül dolu bir iç çekiş olurdu.
Çağdaş Fransız Edebiyatı’nın usta isimlerinden Antoine Laurain’in çok satan romanı Kırmızı Defterli Kadın, 15 dile çevrilmiş bir eser. Tesadüfen yolları kesişen Laure ile Laurent’ın başından geçenleri anlatan kitap, okuru büyüleyici bir aşk hikâyesiyle tanıştırıyor. Laure, çantası çalındıktan sonra bilincini yitirir. Laurent ise tesadüfen sokaktaki bir çöp bidonunun üzerinde duran çantayı fark eder. İçindeki özel eşyaları inceleyerek çantanın sahibine ulaşmaya çalışır. Laurent ile Laure birbirlerini bulabilecekler midir?
Yazar, ufak tesadüflerin ve rastgele yapılan seçimlerin insan hayatını nasıl değiştirebileceğini anlatırken, okuru aşkın gizemli doğasını keşfetmeye davet diyor. Antoine Laurin’in akıcı dili ve usta kurgusu sayesinde bir çırpıda okunan Kırmızı Defterli Kadın’ı en iyi romantik kitaplar listene hiç düşünmeden alabilirsin.
Yaşasın Aşk – Öyküler – Orhan Veli Kanık
Seslendiren: Mehmet Atay
Aşk saçma bir şey. Hep öyle olmuştur zaten; daima da öyle olacaktır. Gerçi, tek var olan şey; ama saçma. Kuşlardan gayri hiçbir mahlûka göre değil; kuşlara göre. Çünkü kuşlar, yaşamak için, insanlar gibi birtakım aşağılık işlerle uğraşmaya mahkûm edilmemişler. Elbise giyen, dünyada oturan, çalışması, para kazanması gereken, havayla, suyla yaşayamayan mahluklar için aşk, fazla güzel bir şey. Konuşan hayvanlar için bu biraz fazla.
Şiirleriyle tanınan Orhan Veli Kanık, Türk Edebiyatı’na değerli öyküler de kazandırmış bir yazar. Hoşgör Köftecisi, Kan, Baharın Etkileri, Öğleden Sonra, İşsizlik, Denize Doğru ve Yaşasın Aşk isimli yedi farklı öyküden oluşan eserin son kısmı, Orhan Veli Edebiyat Hakkında Konuşuyor bölümüne ayrılmış. Çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayınlanan Orhan Veli öykülerinin bir araya toplandığı eserde, ‘’Love, Here is My Hat’’ isimli öykünün çevirisi Orhan Veli tarafından yapılmış ve ayrıca kitapta yer alan bir öykü de William Saroyan’a ait. Ünlü şairin öykücü yönünü keşfetmek istiyorsan, Yaşasın Aşk’la kesinlikle tanışmalısın.
Aşk ve Arkadaşlık – Jane Austen
Seslendiren: Sezin Akbaşoğulları
Graham’ın aklı başında, kültürlü ve de nazik olduğunu söylemişlerdi; pek de önem arz etmeyen bu ıvır zıvırlarla herhangi bir yargıya varmadık, ancak Graham’ın bir ruhu olmadığına, Werther’in Acıları’nı hiçbir zaman okumamış olduğuna ve saçlarının hiçbir şekilde herhangi bir kumrallık taşımadığına ikna olduğumuz için, Janetta’nın bu adama yakınlık duyamayacağından onunla ilgili hiçbir şey hissetmeyeceğinden emindik.
Jane Austen’ın 1790 yılında yayımlanan eseri Aşk ve Arkadaşlık, genç kızların iç dünyalarına odaklanıyor. Aşk ve Arkadaşlık edebiyat tarihinin önemli klasik eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. İngiliz aristokrasisinden, özgürleşemeyen kadınların iç dünyasından, aşkın yarattığı karmaşık duyguların etkisiyle yapılan seçimlere değinen eser, Laura’nın Marianne’e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Yazarın olağanüstü gözlem ve mizah yeteneğini ortaya koyduğu eseri, günümüzde hâlâ en iyi romantik kitaplardan biri olarak anılıyor.
Bir Kadının Portresi – Henry James
Beni yitirmeyeceksin, saklayacaksın beni. Yüreğinde sakla; o zaman her zamankinden daha yakın olurum sana.
Edebiyata kazandırdığı klasik eserlerle tanınan Amerikalı yazar Henry James, 1881 yılında yayımlanan Bir Kadının Portresi’nde, Amerikan ve İngiliz kültürlerini kıyaslıyor ve kadın ile erkek ilişkisinin dinamiklerine dair pek çok analiz yapıyor. Henry James eserinde, babasının ölümüyle Amerika’dan Avrupa’ya giden Isabel’in hikâyesini anlatıyor.
Aslında son derece zeki ve özgür ruhlu bir genç kadın olan Isabel, toplum kuralları ve kendi bireyselliği arasında seçim yapmak zorundadır. Yazar roman boyunca insanın özgürlüğünün sınırlarını, toplumsal kurallarla kişisel özgürlüğün çatışmasını başarıyla yansıtıyor.
En İyi Romantik Kitaplar Storytel’de
Tüm insanlığın ortak duygularından biri olan aşk, edebiyatın da en önemli konularından. Aşkı anlatan eserler her zaman edebiyat tarihinin en çok tercih edilen türlerinden olmuştur. Sen de en iyi romantik kitaplarla tanışmak istiyorsan Storytel aboneliği alabilirsin. Storytel’de Özdemir Asaf’tan D. H. Lawrence’a kadar çok geniş bir yelpazede kitaplar bulabilir, bu eserler sayesinde kendi iç dünyana bir yolculuk yapabilirsin.
Dünya KlasikleriKitap TavsiyeleriSesli KitapTürk Klasikleri