Viktor Emil Frankl Kimdir?
1905 Viyana doğumlu Viktor E. Frankl, henüz lise eğitimi gördüğü yaşlarda Freud ile mektuplaşacak kadar parlak biriydi. Tıpkı Freud gibi nörolog ya da psikiyatrist olmak isteyen bir tıp öğrencisiydi. 1920’li yıllara gelindiğinde Logoterapi ismini verdiği doktrinden bahsetmeye başladı. Nazi ordusunun işgali sırasında eşini ve tüm aile üyelerini toplama kamplarında yitirdi. Dünyayı yıkımın eşiğine getiren savaştan 1 yıl sonra 1946’da kendi deneyimlerini aktaran bir kitap yayımladı. 1959’da son hâline getirilen kitabın ismini yazar ‘İnsanın Anlam Arayışı’ olarak belirledi. Bu isim içerik ve başlığın eşsiz uyumunu yansıtıyordu ve son derece manidardı.
Yazar, Felsefe bölümünün yanı sıra nöroloji ve psikiyatri dallarında da çalıştı. Doktora derecesi aldı ve bir süre sonra profesör oldu. Harvard ve Duquesne Üniversitelerinde misafir profesörlük yaptı. Yılmadan birçok eser kaleme aldı. Son derece üretken biriydi. İnsanın Anlam Arayışı tamı tamına 9 gün içinde yazıldı ve zaman içinde otuzu aşkın yabancı dile tercüme edildi. Kitap dünya üzerinde on beş milyondan fazla sattı. Yazara esin kaynağı olan olgu, hastalık ve baskıyla mücadele etmelerine rağmen birlikte kaldığı kamptaki insanların daima bir anlam arayışında olmalarıydı. Hiçbir zaman manevi doyumun ve psikolojik bütünlüğün peşini bırakmayan mahkumlar yazarı derinden etkiledi.
Logoterapinin Gerekçelendirilişi: İnsanın Anlam Arayışı
İnsan, korkunç ruhsal ve fiziksel stres koşullarında bile tinsel özgürlüğünü, zihinsel bağımsızlığını koruyabilir.
Viktor Emil Frankl, İnsanın Anlam Arayışı eserinde logoterapi nazariyesini geliştirir. Ikigai gibi öğretilere ve varoluşçu psikoloji gibi birikimlere esin kaynağı olmuş logoterapi gerçekçi ve çok yönlü bir yöntem bilimidir. Bu kavram Grekçe akıl, ortak akıl, anlam, söz demek olan logos ile terapi kelimesinin bir sentezidir. Logoterapi öyleyse semantik ve etimolojik açıdan “anlam ile iyileşme” demektir. Yazar da “Terapi iyileşmek demektir. Logos ise anlam demektir. Logoterapi anlam yoluyla iyileşmektir.” diyerek bu gerçeği dillendirmiştir. Ona göre bir psikiyatrist, bireye hayatının anlamını söyleyemez. Kişinin kendi anlamını kendi başına bulması gerekecektir. Psikiyatrist yalnızca bu arayışta ona yol gösterebilir.
Logoterapi uzun testler, istatistikler ve soğuk nicel gözlemlerle pek ilgilenmez. Bunun yerine felsefi bir şekilde ve kişinin hayatını doğrudan etkileyen olguları yakından ele alır. Bireyin acıyla yüzleşmesine ve kendi ayakları üzerinde durmasına büyük önem verir. Üçüncü Viyana psikoterapi ekolünden gelen Viktor E. Frankl’ın kaleme aldığı İnsanın Anlam Arayışı, aranan ve bulunan anlamın sanıldığı kadar erişilmez ve dokunulmaz bir şey olmadığını ifade eder. Bir anlam bulmak çok zorlu ve büyük adanmışlıklara gerek kalmadan da gerçekleşebilir. Yazara göre temelde insan bu dünyada üç hususa dayanarak mutluluğu yakalayabilir:
- Bir zanaat, üretim veya sanat gerektiren bir çalışmada bulunarak
- Yeni bir tecrübe edinerek veya ötekiyle etkileşime geçerek
- Nihai olan acıya karşı dirençle durup trajediden bir zafer çıkarmasını bilerek
Yazar, kitabın birinci kısmında toplama kampında görüp geçirdiklerini anlatır. Burada insanların hangi anlam dünyalarına sımsıkı tutunarak nasıl ayakta güç bela durduklarından bahseder. İncelemenin ikinci bölümündeyse teorisinin parçası olan birtakım ilkeleri temellendirir ve geliştirir. Anlam İstenci, Varoluşsal Boşluk, Varoluşsal Engelleme, Hayatın Anlamı, Acının Anlamı isimlerini verdiği ilkelerdir bunlar. Yazar yine bu kısımda logoterapi teorisini nasıl geliştirdiğini anlatır. Yöntemin kırmızı çizgilerini ve dayandığı temelleri gösterir. Geriye kalan terapi metotlarıyla logoterapi arasındaki ayırt edici farka işaret eder.
Öte yandan yazar; umut, yükümlülük, içsel özgürlük, doğa ve sanatta yer alan güzelliğe dokunarak trajedilerimizle başa çıkabileceğimizi söyler. Trajedi kaçınılmazdır. Yazar asla toksik bir mutluluk önermez. Hayatlarımızın acıklı ve zorlu olduğunu tekrar tekrar beyan eder. Sadece bu acıya karşı nasıl direnebileceğimizi ve kaçarak değil yüzleşerek bunu yapmamızın daha sağlıklı bir tutum olacağı fikrini şekillendirir. Hatta bir yerde tüm kuramsal altyapısını özetler nitelikteki şu cümleyi kullanır: “Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmaktır.”
Örneğin bir yerde logodrama tekniğine başvurur. Bir kadın vaka üzerinde logodrama dener. Sosyal açıdan iyi, çocuklu, genç ve kariyeri başarılı olan bir kadın her şeye rağmen mutsuzdur. Çünkü çocuklarından biri vefat etmiştir. Yaşayan çocuğu hayattadır ancak engellidir. Çocuğuyla birlikte intihar etmeyi düşünen kadın, bu teklifi çocuğuna söylediğinde ret cevabı alır. Evladı, her şeye rağmen hayatı çok seviyordur. Frankl, kadından, “80 yaşında ölüm döşeğinde biri” olduğunu hayal etmesini ister. 80 yaşında, çocuksuz ama başka sorunları da olmayan biri. Kadın bu anda anlamsal bir aydınlanma yaşar ve aslında hayatı seven bir çocuk yetiştirdiğini fark eder. Jorge Luis Borges’in deyimiyle: “Kırgınlıklarını kutsar.”
İnsanın Anlam Arayışı’nı Storytel’de Dinle
İnsanın Anlam Arayışı; güncelliğini koruyan, yazarın kendi deyişiyle ‘anlam çığlığı’ meselesine verilmiş bir kulak, güçlü bir eser. Ayrıca Rollo May, Abraham Maslow, Leo Buscaglia başta olmak üzere birçok isim yapmış psikolog, terapist ve eğitimciyi derinden etkileyen bir çalışma. İnsanın Anlam Arayışı eserini şimdi Storytel’de dinle. Önce ücretsiz bir hesap aç.
Kitap TavsiyeleriKişisel Gelişim KitaplarıOkunması Gereken KitaplarSesli Kitap