Küçük Prens Storytel’de

Ibert tarafından “eylemin ve gizemciliğin ötesinde, masumluğun ve çocukluğun yeniden bulunması miti” olarak tanımlanan Saint-Exupéry’nin edebiyatı, hatırı sayılır bir kozmostur. Yitirdiğini düşündüğü çocukluğunu bulmanın peşine düşen yazar, ömrü yettiğince pilotluk ve mimarlıkla ilgilenmiş disiplinler ötesi bir kişilik. Küçük Prens ise yazarın kaleme aldığı tek çocuk edebiyatı romanı olmasına rağmen, muhtemelen bu alandaki en çok tanınan kitap.  

Küçük Prens, fabl ile çocuk edebiyatı arasında bir yere, edebiyatın bütününde ise çok özel bir konuma sahip. Küçük Prens romanındaki her karakter dış dünyadaki tipik insani problemlere işaret eder. Fenerci statikliği, ayyaş illüzyonu ve bağımlılığı; iş adamı dünyevi ihtirası; kral ise kibri ve güç zehirlenmesini sembolize eder. Hepsinin de buluştukları iki konu var: Akılsızlaşmak ve yalnızlaşmak.

İşte, basıldığı tarihten bu yana 140 milyondan fazla satan ve yıllardır yoğun rağbet gören Küçük Prens’ten en etkileyici alıntılar.

Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun?

Biliyor musun… İnsan acı çektiği zamanlarda, güneşin batışını başka türlü sever…

“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.” “Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.”

Belki de gökyüzü insanlardan uzak olduğu için bu kadar güzeldir.

Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile.

– Kırmızı bir beyefendinin bulunduğu bir gezegen biliyorum. Hayatında hiç çiçek koklamamış. Hiç bir yıldızı seyretmemiş. Hiç kimseyi sevmemiş. Hayatında hesap yapmaktan başka hiçbir şeyle uğraşmamış. O da tıpkı senin gibi bütün gün “Ben ciddi bir adamım! Ben ciddi bir adamım!” diye tekrarlayıp duruyor ve şişiniyor. Ama o bir adam değil, bir mantar!

Kimse bulunduğu yerde mutlu değildir.

Küçük Prens yine konuşmaya başladı: “İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnızlık duyuyor kişi…” “İnsanların arasında da yalnızlık duyulur,” dedi yılan.

Ne kadar da gizemli bir ülkeydi, şu gözyaşları ülkesi.

Buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile o tek başına topunuzdan önemlidir. Çünkü üstünü fanusla örttüğüm odur, rüzgârdan koruduğum odur, kelebek olsunlar diye bıraktığımız birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğrunda öldürdüğüm odur. Yakınmasına, böbürlenmesine hatta susmasına kulak verdiğim odur. Çünkü benim gülümdür o.

İnsanların artık hiçbir şeyi anlamaya vakitleri yok. Onlar her şeyi tüccarlardan satın alıyor. Ama dost satan tüccar olmadığı için artık insanların dostları yok.

O zaman sen de kendini yargılarsın. En gücü de budur zaten. Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.

“Her gün aynı saatte gelmelisin.” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır.”

“Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden.” dedi tilki.

Hayran olmak ne demek? Hayran olmak, benim bu gezegenin en yakışıklı, en iyi giyinen, en zengin ve en zeki adamı olduğuma inanmak demektir. Ama bu gezegende senden başka kimse yok ki. Canım hatırım için hayran oluver gitsin.

Evleri de, yıldızları da, çölü de güzel kılan şey göze görünmez!

Gece yıldızlara bakarsın. Benim ülkem o kadar küçük ki nerede olduğunu göremezsin bakınca. Ama böylesi daha iyi. Yıldızım herhangi bir yıldız olacak senin için. Böylece bütün yıldızları gözlemeyi seveceksin. Hepsi dostun olacak.

Ben üzgündüm. Ama onlara yorgunum dedim.

“Bir gün üzüntün geçince (çünkü zamanla geçmeyecek üzüntü yoktur) beni tanımış olduğuna sevineceksin. Hep dostum olarak kalacaksın. Gülmek isteyeceksin benimle birlikte. Koşup pencereyi açacaksın. Gökyüzüne gülerek baktığını gören dostların şaşacaklar. Onlara diyeceksin ki, ‘Evet, ne olmuş, yıldızlara bakarken gülerim ben!’ Seni deli sanacaklar başına çorap öreceğim bir güzel!”

“Yaşadığın yerdeki insanlar,” dedi küçük prens, “bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar, ama asıl aradıklarını bulamıyorlar yine de.”

“Niçin içiyorsun?” “Unutmak için.” Onun durumuna üzülmeye başlayan Küçük Prens: “Neyi unutmak için?” diye sordu. Sarhoş başını önüne eğerek içini döktü: “Utancımı unutmak için.” “Neden utanıyorsun?” Küçük Prens ona yardım etmek istiyordu. Ama sarhoş kesin bir sessizliğe gömülerek konuyu kapadı: “İçmekten utanıyorum.” Küçük Prens iyice şaşırmıştı, oradan uzaklaştı. “Büyükler gerçekten çok, çok tuhaf oluyor,” diye düşündü yol boyunca.

Sözler yanlış anlamaların kaynağıdır.

Tilki, “Yani,” dedi, “örneğin sen benim için hâlâ yüz bin öteki çocuk gibi herhangi bir çocuksun. Benim için gerekli de değilsin. Senin için de aynı şey. Ben de senin için yüz bin öteki tilkiden hiç farkı olmayan herhangi bir tilkiyim. Ama beni evcilleştirirsen, birbirimiz için gerekli oluruz o zaman. Benim için sen dünyadaki herkesten farklı birisi olursun. Ben de senin için eşsiz benzersiz olurum…

Bu gülüşü bir daha hiç göremeyeceğimi düşünmeye bile dayanamayacağımı anlamıştım. Bu gülüş benim için çölün ortasında bir pınar gibiydi.

İnsanların, Dünya’nın yüzeyinde kapladıkları yer çok küçüktür. Dünya’da yaşayan iki milyar insan, mitinglerdeki gibi sıkışık bir şekilde yanyana dursalar, yirmi mil uzunluğunda ve yirmi mil genişliğindeki bir alana kolaylıkla sığarlardı. Yani Dünya’nın bütün insanları en küçük Pasif adasına yerleştirilebilir.

Bir şeyi anlamaya çalışırken neyi dikkate almam gerektiğini bilmiyordum. Sözlere değil, yapılanlara bakmalıydım.

Küçük Prens Storytel’de

Yıllara meydan okuyan ve çocuk edebiyatı dendiğinde akla ilk gelen eserlerden sayılan Küçük Prens, Storytel’de Mirgün Cabas‘ın seslendirmesiyle seni bekliyor. Üstelik yazarın Gece Uçuşu, Kale ve Savaş Pilotu eserlerini de dinleyebilirsin. Küçük Prens eserinin yanı sıra çocuk edebiyatından ve diğer türlerden sayısız kitapla buraya tıklayarak tanışma fırsatı edinebilirsin.

Dünya KlasikleriKitap ÖnerileriKitap Tavsiyeleri

İlgini Çekebilir

Saatleri Ayarlama Enstitüsü Alıntıları

10/10/2023

İmparatorluktan cumhuriyete geçiş sırasında yaşanan toplumsal değişimi en güzel anlatan romanlardan Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Türk edebiyatına kazandırdığı en önemli eserlerden. Tüm romanlarını bir toplum bilimci gibi kaleme alan Tanpınar bu ölümsüz eserinde […]

Çantamdan Fil Çıktı Storytel’de

10/10/2023

Elbette Satürn ‘de bir hastanede tedavi olmayı tercih edebilirdi. Çantasından bir gezegen çıkabilirdi. O gezegene giderken çantasından uzay korsanları çıkabilirdi. Ya da okyanusun derinliklerinde tam teşekküllü bir Denizaltı Hastanesine gidebilirdi. Mert Arık’ın özgün bir üslupla […]

2020’de En Çok Dinlenen Storytel Kitapları

20/01/2021

Storytel kütüphanesine eklenen binlerce sesli kitap ve e-kitap arasından 2020’de en çok dinlenen Storytel kitapları hangileri merak ediyor musun? Listede belki başucu kitaplarınla karşılaşacaksın, belki de henüz adını duymadıklarınla ya da duyup da okuma, dinleme […]

Türkiye’ye Polisiyeyi Sevdiren Ahmet Ümit Dinleyebileceğin 21 Kitabıyla Storytel’de

30/01/2021

Türkiye’de polisiye denince akla önce Ahmet Ümit gelir; tıpkı dünya edebiyatında polisiye denince akla ilk gelen ismin Agatha Christie olması gibi. Geniş bir okur kitlesine sahip Ümit’in kitaplarının bu kadar ilgi görmesinin en büyük sebebi […]

Bu Kış İçini Isıtacak Aşk Kitapları

31/01/2021

Kış mevsimi gelmişken battaniyelerin içine gömülüp sıcacık bir çay, kahve ya da çikolata ile kitabını alıp keyif yapmaya ne dersin? Peki aşk kitapları sever misin? Soğuk günler başlayınca çoğu zaman sevdiklerimizden, sosyal hayatımızdan uzaklaşıp evimizde kalmayı […]

Yorumlar

Yorum Yazın

Storytel'i Şimdi Dene