Onu sevmiştim, çok, bir insan bir başkasını bu dünyada böyle nadir severdi. Sana iyi gelmeyeni nasıl seversin? Sokakta mı buldun kendini? Bu, nasıl bir inattı böyle?
Küçük Yuvarlak Taşlar, yazar Melisa Kesmez’in kendine has üslubuyla kaleme aldığı sürükleyici bir hikâye. Doğanın kucaklayıcı etkisi ve insanın iç dünyasının karmaşık yapısı, kitapta Nergis, Elif ve Mehmet’in hikâyesi üzerinden iç içe geçmiş bir kurguyla anlatılıyor. Hesaplaşmaların, pişmanlıkların, annelik ve babalık hallerinin anlatıldığı Küçük Yuvarlak Taşlar’da, doğanın eşsiz döngüsü geniş bir yer kaplıyor.
Tanıştıktan kısa süre sonra evlenen Nergis ile Mehmet’in ilişkisi, çocukları Elif’in dünyaya gelmesiyle bambaşka bir hal alır. Anneliğin ve lohusalığın yükü ile boğuşan Nergis’in hayatı anne olduktan sonra geri dönülemez bir biçimde değişmiştir. Mutsuz bir aile düzeninin içinde var olmak istemeyen Nergis verdiği kararla, kendisiyle ve toplumla hesaplaştığı uzun bir ruhsal yolculuk başlatır.
Üç bölümden oluşan kitapta, en uzun hikâye, Nergis’in hikâyesidir. Anne olma ve aile olma konusunda kafası karışık olan Nergis, toplumun idealize ettiği annelik tanımının dışına çıkan, özgün bir karakterdir. Annelik ve babalık temalarının geniş bir yer kapladığı bu bölümde yazar, anne olma durumunu romantize etmeden, geniş bir perspektiften bakarak aktarmıştır. Nergis’in kocası Mehmet, annesiyle çocukluğunda kurduğu sağlam bağ sayesinde güçlüklerle daha kolay baş edebilmektedir. Baba olma konusunda kendinden emin olan Mehmet, hikâyede sevgisini koşulsuz bir şekilde kızına aktarabilen güçlü bir baba figürünü temsil etmektedir.
Annesiyle babasının inişli çıkışlı ilişkisinin izlerini yıllar boyu taşıyan Elif ise çekirdek ailenin karanlıkta kalmış yanlarını ortaya çıkaran önemli bir karakterdir. Yetişkinliğinde yaşadığı deneyimlerin etkisiyle başlattığı iç hesaplaşma, onu çocukluğunda yaşadığı travmalarla yüzleştirir. Kitap, başlayıp biten aşkların, terk edişlerin, mutsuzlukların ve yarım kalan hikâyelerin izini sürerken; insanın yalnızlığını ve çaresizliğini derinlemesine ele alıyor. Karakterlerin duygusal zenginliklerini ustalıkla yansıtarak, okuyucuyu hikayenin içine çeken yazar, Küçük Yuvarlak Taşlar kitabında çizdiği parçalanmış aile portresi ile toplumun dayattığı “mutlu aile” mitini de sorguluyor.
Bir sevgili giderken geride filizlenin bir şey bırakmamalıydı. Aksine bir aşk biterken her şeyi ayağından yakalayıp çekmeliydi boğulduğu karanlık sulara. Bütün köprüleri yakıp yıkmalıydı giden. Olasılıksız, umutsuz, yarınsız, ufuksuz bir yerde son bulmalıydı. Gidiyorum. Hoşça kal. Nokta. Böyle olmalıydı ayrılık. Bu neydi ki şimdi? Oyunbozanlıktan başka neydi?
Melisa Kesmez Kimdir?
Melisa Kesmez, 1980’de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji mezunu olan Kesmez, aynı zamanda yazarlık ve fotoğrafçılık alanında da eğitim almıştır. Yazılı basında kültür sanat yazıları, söyleşileri ve gazetecilik çalışmalarıyla kendini gösteren Kesmez, tiyatro projelerinde çevirmen ve dramaturg olarak aktif olarak çalışmıştır.
Melisa Kesmez “Atlara Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz,” “Bazen Bahar,” “Nohut Oda” ve “Küçük Yuvarlak Taşlar” kitaplarıyla kısa zamanda çok sayıda okura ulaşmayı başarmıştır.”Bazen Bahar,” 2017 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’nde Mansiyon ödülünü almış, “Nohut Oda,” ile 65. Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görülmüştür.Melisa Kesmez’in sade ve etkileyici anlatımı, karakterlerin derinlikli portreleri ve doğanın güzelliklerine olan duyarlılığı hikayelerine damgasını vurur. Kesmez’in “Anneanne Gezegeni” adlı bir de çocuk kitabı yayımlanmıştır.
Kesmez’in en önemli rollerinden biri de Nil’in annesi olmaktır. Bu rolü, onun insan ilişkilerini anlama, duygusal bağları işleme ve içsel dünyaları çözme yeteneğini daha da güçlendirmiştir. Melisa Kesmez, geniş bir yelpazede yeteneklerini sergileyen, kültür ve sanatı kucaklayan bir sanatçıdır. Edebiyat dünyasına kazandırdığı eserler ve özgün üslubu sayesinde, Türk edebiyatının değerli isimlerinden biri olarak kendine sağlam bir yer edinmiştir.