Sait Faik Abasıyanık’ın 115. Doğum Günü Kutlu Olsun!

Türk ve dünya edebiyatının en büyük hikâye yazarlarından biri olan Sait Faik Abasıyanık’ın 115’inci doğum günü anısına, Storytel sizleri benzersiz bir kitap deneyimi yaşamaya davet ediyor.

18 Kasım 1906 yılında Adapazarı’nda dünyaya gelen Sait Faik Abasıyanık, hayatı boyunca sayısız öykü, roman, çeviri ve şiir kaleme aldı ve sadece Türkiye’nin değil, dünyanın tanıyıp saygı duyduğu bir edebiyatçı haline geldi. Bugün 115’inci yaş gününü kutladığımız edebiyatçının zamansız eserlerini, Türk sanat dünyasının ünlü isimleri kitapseverlerle buluşturuyor.

Yazarın, yayın hakları Darüşşafaka Cemiyeti’nde olan ve İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basımları yapılan eserlerinden, Sarnıç’ı Selçuk Yöntem’in sesinden, Az Şekerli’yi Murat Eken’in sesinden, Mahkeme Kapısı’nı Deniz Yüce Başarır’ın sesinden, Şahmerdan’ı Selma Ergeç’in sesinden ve son olarak Şimdi Sevişme Vakti’ni Kubilay QB Tunçer’in sesinden Storytel’de dinleyebilirsiniz.

Bunların yanı sıra, Ahmet Mümtaz Taylan’ın sesinden Kumpanya, Tilbe Saran’ın sesinden Son Kuşlar, İbrahim Selim’in sesinden Havada Bulut, Yetkin Dikinciler’in sesinden Medarı Maişet Motoru, Şerif Erol’un sesinden Semaver, Beyti Engin’in sesinden Lüzumsuz Adam, Işıl Yücesoy’un sesinden Kayıp Aranıyor, Mazlum Kiper’in sesinden Alemdağ’da Var Bir Yılan ve Betül Arım’ın sesinden Seçme Hikayeler de seslendirmeleri devam eden ve yakında Storytel kütüphanesinde yerini alacak eserlerden bazıları.

Kitaplarının telif haklarını ve tüm varlığını eğitime verdiği değer ve önem sebebiyle Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlayan Türk hikâyeciliğinin öncülerinden Sait Faik Abasıyanık’ın, Burgazada’da yaşadığı ve pek çok hikâyesini kaleme aldığı köşkü, çağdaş müzecilik anlayışıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Bu özel günün anısına, Abasıyanık eserlerinin eşsiz anlatımını Storytel’de dinlerken, köşkü de ziyaret edebilirsiniz.

Sait Faik Abasıyanık Kitapları Storytel’de!

Türk Edebiyatı’nın usta kalemlerinden Sait Faik, Türk çağdaş hikayeciliğine yönelik katkıları ile birlikte yenilikçi yönüyle öne çıkmayı başarmış bir yazar. Hikaye, roman ve şiir gibi birçok farklı türde eser vermesi, yazarın anlatım gücünün sınır tanımadığının açık bir göstergesi. Eğitim hayatından iş hayatına kendisi de uyumsuz bir insan olan yazar, eserlerinde toplumdan dışlanan alt kesimi, gettoyu, halkı gerçekçi biçimde işlemeyi ve yansıtmayı bilmiştir. Bunu yaparken dönemindeki diğer yazarlar gibi toplumsal enstantaneleri değil, bireysel duyguları bir üslup olarak benimsemiş ve kendi edebiyatında önemli bir konuma yerleştirmiştir.

Sarnıç

“Fırsat buldukça, canım sıkıldıkça, kafamın içine bir başka benlik sokuldukça insanları sevmek için; bir uzlet içinden, bir yoksuzluk ve kimsesizlik içinden; bir varlığın ve kim senin karışıklığını daha iyi duyabilmek için daima melankolik köşeler arardım.”

Toplamda 16 farklı öyküden oluşan Sarnıç, bir ayyaşın hayat mücadelesinden, finansal sorunlarını aşmaya çalışan bir sokak kızına kadar varoş mahallelerin birçok karakterine canlılık kazandırıyor. Sait Faik’in üslubunda her daim yer bulan umutsuzluğun kendini iyiden iyiye hissettirdiği kitapta hayatın zorlu şartları, ölüm, savaş, acı gibi negatif olgular baş gösteriyor ve bunlar yazarın tinsel naifliğiyle sorgulanıyor. 

Havada Bulut

“Sevilememiş insanın bütün hırsıyla sevilmek için, en sevilemeyeceği yerden, çabalayıp duruyordu. Istırap çekiyordu. Hiçbir şey olmayacağını hissetmemesine imkân yoktu. İşte yaşamak istiyordu. Bırakalım insanları istediklerini yapsınlar. Herkes kendi hikâyesini yazacaktır.”

Havada Bulut, 1946 senesinde Sait Faik tarafından yazılıp Büyük Doğu dergisinde yayımlanan bir hikaye kitabıdır. Daha sonra 1951 senesinde kitap olarak yayımlanan eser, 2. Dünya Savaşı esnasında Beyoğlu istikametinde dolaşan aylak bir öğrencinin serüvenlerini merkeze alarak birçok konuya değiniyor. Kitapta Türklerin ve Rumların içindeki yaşlıların, yalnızların ve kaybedenlerin hikayeleri bir araya geliyor.

Şimdi Sevişme Vakti

‘’Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem

Nasıl etsem, nasıl yapsam da

Meydanlarda bağırsam

Sokak başlarında sazımı çalsam

Anlatsam şu kiraz mevsiminin

Para kazanmak mevsimi değil

Sevişme vakti olduğunu…’’

Şimdi Sevişme Vakti, kısa öyküleriyle tanınan Sait Faik Abasıyanık’ın tek şiir kitabı. Sait Faik’in şairlik yönü pek bilinmese de şiire olan ilgisinin gençlik dönemine kadar dayandığı söylenir. İlk şiiri Hamal’ı ergenlik döneminde yazan Abasıyanık, ilk gençlik döneminin ardından öykülere yoğunlaşsa da şiire olan özlemi ile tekrar şiir yazmaya başlamış ve yıllar sonra bu şiirlerini Şimdi Sevişme Vakti’nde toplamış. Serbest şiiri benimseyen yazarın bu kitabı, birbirinden farklı konularda ve edebi niteliği yüksek şiirler yazabildiğini kanıtı. Öykülerinde kelimelerle dans eden Sait Faik’i şair yönüyle de tanımak istiyorsan Şimdi Sevişme Vakti ile mutlaka tanışmalısın.

Mahkeme Kapısı

“Fakat bu çocuklar bizim gibi, büyük insanlar gibi yalancı değiller… Ne diyor biliyor musun?

-Söylesene, niye çaldın?

-Param yoktu, onun için.

-Parayı ne yapacaktın?

-Fındık, fıstık alırdım. Sinemaya giderdim.

Olur şey değil demeyin, bir çocuğun üstünü başını ancak anası, babası düşünür, onun üstü başı ne olursa olsun, fındık fıstığa daha çok muhtaçtır.”

Mahkeme Kapısı, ismiyle müsemma bir eser ve Sait Faik’in siyasal tarafını ortaya serip bütünüyle yansıtan bir kitap. Bir dönem mahkemelerde yaptığı röportajları derlemesi açısından onun bilmediğimiz bir yönünü de ortaya koyuyor. Aslında kitabın ortaya çıkış hikayesi Sait Faik’in kişisel deneyimleriyle bağlantılı. Sait Faik, 1940 yılında Şahmerdan isimli öykü kitabındaki Çelme isimli öykü nedeniyle sıkıyönetim mahkemesi tarafından yargılanır. Bunun üzerine uzunca bir süre kitap yazmaktan geri duran Abasıyanık, gazetede muhabirlik yaparken kendi gözlemleri ile harmanlayarak bu röportajlarını yayımlar. Daha sonra yazarın öyküleştirdiği bu röportajları kitap halinde basılır. Yazar, öykülerinde toplumun kabul gördüğü normların dışında kalan kimsesiz, evsiz, işsiz, yoksul ve aylakları işlerken bizi gerçeğin derinliklerine çeker. 

Şahmerdan

‘’Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum. Cennetlerin olduğu yere doğru.Ne açıkları, ne açları,ne beni kızına münasip görmeyen zengin tüccarı, hiç bir şeyi düşünmeyeceğim. Dertlerimden kime ne?’’

Şahmerdan, Sait Faik’in 1940 yılında yayımlanan üçüncü kitabı. 19 farklı öyküden oluşan bu eserin kahramanları genel olarak Anadolulu karakterler. Sait Faik’in klasik tasvirlerine alışan okurlar için Şahmerdan, Türk insanını tanımak açısından farklı pencereler açabilir. Yoksullukla mücadele eden, emek sömürüsünün ortasında hayata tutunmaya çalışan bu yerli insanlar, basit birer hayat yaşıyor gibi gözükseler de karakterlerin ince ince dokunan keder ve mutlulukla dolu iç dünyaları ile yazar, evrensel bir takım ortak gerçeklere temas ediyor. Türkiye’nin herhangi bir bölgesindeki herhangi bir mahallede bulunabilecek simaları derin tahlillerle betimleyen Sait Faik, bu kitaptaki öykülerde de yazarlık maharetini konuşturuyor. 

Az Şekerli

‘’Birinci bardakta, bana sevgiliyi, sabahleyin erkenden kalktığımı ve bir kır kahvesine gittiğimi yazdırtacak kadar sarhoş etmek özelliği olduğu halde, ikinci bardak neden hakikate dönüyor?’’

Yazarın ömrünün son deminde kaleme aldığı öykülerin yanı sıra gençlik zamanlarında yazdıklarının da bir arada bulunduğu bir eser. Az Şekerli; Sait Faik’in bakış açısından insanların, duyguların ve İstanbul’un etkileyici bir izlencesi. Genellikle etrafındaki insanları gözlemleyerek kendi tarzıyla öyküye döken Sait Faik’in bu eserinde her öyküde başka bir hayata, sıradan görünen bir insanın karmaşık iç dünyasına doğru yolculuk yapacaksın. Kısacık hikayelerine ve sıradan görünüşlerinin arkasına kocaman bir dünya sığdıran insanları tanımak, empati duygusunu yakından anlamak için ayrıca iyi bir fırsat. Ayrıca yazarın hastalığının ilerlemesiyle beraber ölüme yaklaşmasının getirdiği kasvetli ruh halinin ve boyun eğişinin izleri bu kitapta açık biçimde takip edilebilir.

Son Kuşlar

‘’Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum. Ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.’’

Sait Faik’in 19 kısa öyküsünden oluşan bu kitapta genel olarak “durum hikayesi” tarzı kullanılmış. Klasik olay örgüsünden çıkan öykülerin anlatım tekniği, güçlü ve detaylı betimlemelere dayanıyor. Kitapta yer alan on altı hikaye Burgaz Adası’nda, iki hikaye şehirde ve bir hikaye ise Çerkes köyünde geçiyor. Hikayelerin çoğunun adada geçmesinin, Sait Faik’in toplumdan izole bir şekilde adaya çekildiği bir dönemle ilişkili olduğu düşünülüyor. Yazarın, hikayelerindeki karakterler üzerinden kendi iç dünyasını, çelişkilerini, arzu ve özlemlerini aktardığını görebiliyoruz. Kendi hayatında yalnızlığın ve toplumsal izolasyonun ağır basması yazarın gözlemlerini yorumlama ve neticede tasvir etme biçimine de yansıyor kuşkusuz.

Alemdağ’da Var Bir Yılan

“Bize çare, elimizin altında gibi gelir. Yalan! Boş! Dünya çaresiz dünyadır.”

Alemdağ’da Var Bir Yılan, insanoğlunun yalnızlıktan kaçışını temele alan 17 farklı öyküyü içeriyor. Yazarın, evrensel yalnızlık olgusunu tarif etmek için hayvanlara, karakteristik kişilere başvurduğu eserde, ‘Alemdağ’ ismiyle vurgulanmak istenen yer simgeseldir. Burası ne Kaf Dağı gibi gerçek dışı ne de harita üzerinde yer alan belirli bir dağdır. İnsanın inzivaya çekilebileceği ve kendisini tam olarak olduğu gibi duyumsayabileceği el değmemiş çorak topraklardır.  Yazar, karakterleri bu gerçeküstü topraklara, Melâhat Heykeli’nde bir kasabadan, Eftalikus’un Kahvesi veya Dolapdere gibi öykülerdeyse zamanın bohem yaşantısıyla özdeşleşen İstanbul sokaklarından ulaştırır. Eser, yazarın iyiden iyiye kullanmaya başladığı yuvarlak alegorileri ve şiirsel dille şekillendirilen gerçeküstücü öyküleri içermesi bakımından da okurları için bir kilometre taşı sayılır.

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve Türk öykücülüğünün önemli isimlerinden Sait Faik, insanlara ve insanların yaşadıkları acılara duyarlılığını, gerçeküstü öğelerle irdeleme konusunda usta bir yazardı. Hayatını insanı, özellikle yurdum insanını tanımaya, anlamaya ve onu eserlerinde en çıplak haliyle betimlemeye adayan yazarın birbirinden değerli eserlerini Storytel’de dinleyebilirsin.

Sesli KitapStorytel

İlgini Çekebilir

Kaplanın Sırtında Storytel’de

20/09/2022

Sizin hiç taht sahibi dedeleriniz öldürüldü mü, kardeşiniz aklını oynattı mı, arabaya binmekte bir dakika geciktiğiniz için kurtulduğunuz bombalı suikasta uğradınız mı, her gün onlarca suikast ihbar aldınız mı, amcanız bilekleri kesilerek ve intihar süsü […]

En Güzel Yol Kitapları

06/06/2022

Bir yolculuk kitabı, uzaklara doğru atılan ilk adımdan itibaren başlar. Bir yolculuk herhangi bir yere yönelik olabilse de hemen her yolculuk temalı kitap, eninde sonunda kişiliğin gelişimini merkeze oturtur. Zira yola çıkan kişiyle yolu yarılayan […]

2020’de En Çok Dinlenen Storytel Kitapları

20/01/2021

Storytel kütüphanesine eklenen binlerce sesli kitap ve e-kitap arasından 2020’de en çok dinlenen Storytel kitapları hangileri merak ediyor musun? Listede belki başucu kitaplarınla karşılaşacaksın, belki de henüz adını duymadıklarınla ya da duyup da okuma, dinleme […]

Türkiye’ye Polisiyeyi Sevdiren Ahmet Ümit Dinleyebileceğin 21 Kitabıyla Storytel’de

30/01/2021

Türkiye’de polisiye denince akla önce Ahmet Ümit gelir; tıpkı dünya edebiyatında polisiye denince akla ilk gelen ismin Agatha Christie olması gibi. Geniş bir okur kitlesine sahip Ümit’in kitaplarının bu kadar ilgi görmesinin en büyük sebebi […]

Bu Kış İçini Isıtacak Aşk Kitapları

31/01/2021

Kış mevsimi gelmişken battaniyelerin içine gömülüp sıcacık bir çay, kahve ya da çikolata ile kitabını alıp keyif yapmaya ne dersin? Peki aşk kitapları sever misin? Soğuk günler başlayınca çoğu zaman sevdiklerimizden, sosyal hayatımızdan uzaklaşıp evimizde kalmayı […]

Yorumlar

Yorum Yazın