Kaleme aldığı kitapları 40’dan fazla dile tercüme edilen Zülfü Livaneli birçok kültürü deneyimlemiş, politik baskılardan ve feleğin çemberinden geçmiş bir yazar. Sanatsal algısını hem müzik hem de edebiyatta ortaya koyan Livaneli’nin en çok okunan ve özümsenen eserlerine Storytel’den rahatlıkla ulaşabilirsin.
Konstantiniyye Oteli

“İnsanlığın en büyük buluşu kitap, en kötü buluşu okuldur.”
Zülfü Livaneli’nin 2015’de yayımladığı bu eseri bir otelin açılmasıyla başlayan süreci konu ediniyor. Başarılı bir kariyer geçmişine sahip olan Zehra’nın merkezde olduğu kitapta, açılışa davet edilen ziyaretçilerin bakış açısından kitap ilerliyor.
Kitap tabii ki kuru kuruya bir çevreyi mütalaa etmek konusuna takılı kalmıyor, obsesyon oluşturmuyor ve birçok farklı konuyu ele alıyor. Örneğin otelin açılış davetinde DJ olarak görevlendirilen Emre karakteri üzerinden müzikolojik yorumlar görülebiliyor. Bir yandan kadın cinayetleri, burjuva kesimin alışkanlıkları veya sanatsal konular okura analiz edilmiş biçimde ulaştırılabiliyor. Nihayetinde Konstantiniyye Oteli’nin çok yönlü bir kitap olduğu ve okunduğu takdirde kişiye yeni ufuklar kazandıracağı söylenebilir.
Sevdalım Hayat

Sevdalım Hayat, Livaneli’nin otobiyografisidir. Kendi yaşam öyküsünü paylaştığı kitapta yazar, askeri darbelerin akabinde yaşadığı trajik deneyimlerini, zorlukları, dönemlerin ambiyansını ve bunların iyisiyle kötüsüyle kişiliğine olan katkılarını, kısacası bugünlere nasıl geldiğini anlatıyor. Aynı zamanda besteci olan Livaneli umut etmeyi, yüzleşmeyi, geçmişini ve ucu kendisine çıkan yolları anlatıyor. Sevdalım Hayat tüm acıların karşısında direnci ve insan onurunu korumanın anlamını yeniden hatırlatıyor.
Mutluluk

“Dünyanın en bulaşıcı hastalığıdır aptallık.”
Yazarın, töre cinayetlerini ve yozlaşmışlığın iç yüzünü gösterdiği ve 2007 yılında Abdullah Oğuz tarafından beyaz perdeye uyarlanan Mutluluk eserinin konusu, Şeyh olan amcası tarafından tecavüze uğrayan 17 yaşındaki Meryem’in etrafında dönüyor.
Tecavüze uğradığı için Meryem’in töre cinayetine kurban gitmesi an meselesidir. Gabar Dağları’nda komando olarak görevini yapan ve köyüne dönen Cemal, sülalesi tarafından amca kızını öldürmekle görevlendirilir. Prof. Dr. İrfan Kurudal ise alanında başarılı ve tanınan bir münevverdir. Ne var ki artık hayat amacını kaybetmiştir ve kendisini bir hayli kaybolmuş hissetmeye başlamıştır. Üçünün kesişim noktası aynı zamanda üçünün de ayrı ayrı dönüşüm noktası olacaktır.
Engereğin Gözü

Dünyaca ünlü yönetmen Elia Kazan’ın “bugüne dek okuduğum en iyi kitap” diyerek methettiği ve ilk yayımlandığında ismi ‘Engereğin Gözü Kamaştığında’ olup sonradan adı uzun bulunduğu için kısaltılan bu kitabın konusu Osmanlı İmparatorluğu zamanında geçiyor. Kitapta 17.yüzyıl Osmanlı döneminin sarayında yaşayan ve Etiyopya’dan getirilen bir hadımla beraber annesi tarafından tahttan indirilmiş bir Osmanlı padişahının öyküsü konu ediliyor. Osmanlı tarihinde benzer bir vaka olarak bilindiği için romandaki padişahın Sultan İbrahim olduğu tahmin edilir. Kitabın kurgusu ve karakter seçimleri bakımından oldukça sarsıcı, unutulmaz ve çaresizliği anımsatan bir yapısı olduğu söylenebilir. Okunduğu vakit açıkça görülebilir ki Engereğin Gözü; iktidar, hırs, entrika üçgeninde doğan vicdanı, sağduyuyu ve duygusallığı derinden hissettiren bir yapıt.
Edebiyat Mutluluktur

“İnsan soyunun en korkunç edebiyatı: öldürmek, en kötü huyu ise alışmak.”
Bu kitap, yazarın önceliği edebiyat olarak alıp çeşitli konulara varan denemelerini barındıran bir eser. Bu denemeler de yazarın Vatan gazetesinde uzun zamandır yayımladığı ilgili köşe yazılarından derlenmiş. Genel olarak yazar olmak isteyenlere nasihatlerin ve rasyonel tavsiyelerin bulunduğu kitap özellikle edebiyatla ilgilenenler için son derece değerli ve beğenilmesi işten bile olmayan bir eser.
Arafat’ta Bir Çocuk

Bu kitap Livaneli’nin erken dönem öykülerinin derlenip bir araya getirildiği bir eser. Kitap; Arafat’ta Bir Çocuk, Bütün Kuşların Uykusu, Dokuma İşçisi ile Şair, Bir Arpa Boyu, Seçenek, Görüş, Üniforma, Sıkıntılı Günler başlıklarını taşıyan 8 farklı öyküden oluşuyor. Öykülerin teması, Livaneli klasiğine uygun biçimde işçi sınıfının yaşantısı ya da politik gerginlikler gibi toplumsal sorunlara mercek tutuyor. Bu öykülerle tanışmak, hayat mücadelesinin ne demek olduğunu anımsayıp hissetmek için son derece etkili bir yol.
Rüzgârlar Hep Gençtir

“Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni.”
Zülfü Livaneli’nin 15 farklı kısımdan oluşturduğu bu kitapta yazarın gençlik anıları ve şiirleri yer alıyor. Livaneli zaman geliyor babasının ona aldığı sazla filiz veren sanat hayatından, zaman geliyor kendisinin yaşantısında iz bıraktığı besbelli olan Nazım Hikmet ve Yaşar Kemal gibi yazarlarla ilgili fikirlerinden söz ediyor. Rüzgarlar Hep Gençtir, ‘okullarda kendisine öğretilenleri hatırından çıkarmak için on beş yılını verenlerin’ romanı.
Son Adanın Çocukları

Kategorik açıdan değerlendirilip ele alındığı zaman çocuk kitabı sayılan ancak yetişkinlere de pekâlâ hitap edebilen bir eser bu. Son Adanın Çocukları kitabında Zülfü Livaneli, tabiatı koruyup kollamanın değerinden ve huzurun öneminden söz açıyor. Bunu, barış içinde yaşayan bir ada topluluğuna düşmanlığın ve hasedin sızıp nifak tohumlarının ekilmesiyle baş gösteren feci olayları göstererek yapıyor. Acaba ada sakinleri tüm bu olayları atlatmayı başarıp tekrardan ütopik güzellikteki günlere geri dönebilecek mi?
Leyla’nın Evi

“İnsanlar yaşlanıyordu, bunun ayrıcalığı yoktu ama yaşlanan insanların bir kısmı olgunlaşmış olarak , bir kısmı ise olgunlaşmadan ölüyordu.”
Leyla’nın Evi, Osmanlı sadrazamının torunu olan Leyla Hanım’ın ikamet ettiği yalıdan -kendisine ait tapusu mevcut olmasına rağmen- kovulmasıyla başlayan olaylar silsilesini konu ediniyor. Bu bürokratik süreçlerde epey yorulan ve halsiz düşen Leyla Hanım’ın imdadına Yusuf yetişiyor. Leyla Hanım onun Cihangir semtindeki evinde kalmaya başlıyor. Ne var ki Yusuf’un sevgilisi Leyla Hanım’ı istememekte diretiyor. Ancak çok zaman geçmeden yıldızları barışıyor ve birbirlerine gitgide yakınlaşıyorlar. Peki onları bu süreçte neler bekleyecek?
Livaneli’nin Penceresinden

Bu kitap gazeteci yazar Zafer Köse ile Livaneli’nin tipik bir söyleşinin ötesine adım atarak derin bir sohbet edasıyla yürüttükleri entelektüel konuşmaları içeriyor. Kitap hiç şüphesiz Livaneli’nin hayata, Avrupa ve Doğu medeniyetine, sanata ve edebiyata dair fikirlerini anlamak isteyen herkesin kesinlikle başvurması gereken ilk kaynaklardan biri. Bu kitapta yalnızca medeniyet ya da edebiyatla ilgili saptamalar değil, karşılaştırmalar ve sosyolojik ilişkilendirmeler de bulacaksın.
Şapka

Zülfü Livaneli bu kitapta daha iyi bir iş ve yaşam standardı yakalama umuduyla sarı saçlıların olduğu bir memlekete göç etmek zorunda kalan siyah saçlı babanın oğluyla olan diyalogu üzerinden sosyal duyarlılıkla ilgili bir mesajı örüyor. Livaneli’nin çocuk kitaplarından biri olan Şapka; ırkçılığı, nefreti, zenofobiyi ve tahammülsüzlüğü yeren içten ve içli bir eser.
Zülfü Livaneli hem politik hem sanatsal düşünebilen çok algılı bir kişilik. Bu düşünceleriyle kurguladığı romanlardaki çeşitlilik onun uluslararası alanda birçok ödüle layık görülmesini sağladı. İsveç’te müzik ve felsefe eğitim alan, 2000’li yıllara girildiğinde politikaya atılan, evrensel demokrasiyi ve hümanizmi savunmaktan hiç çekinmeyen biri Zülfü Livaneli. Bu değerleri ve yaşantısı da her eserinde bir şekilde fark edilebiliyor. Yaşamı boyunca 300’e yakın beste yapan ve 20’den fazla kitap kaleme alarak onlarca ödül alan üretken sanatkar Livaneli’nin birçok kitabına Storytel’den erişebilirsin.
Sesli Kitap