Dünya Klasikleri
Dünya klasikleri arasında sayılan kitapların kültürel birikimimize katkısı, dünya görüşümüzün şekillenmesindeki rolü ve kişilik gelişimimiz üzerindeki etkisi yadsınamaz. Merkezine insanı, toplumu ve genel olarak insana dair meseleleri koymasıyla öne çıkan dünya klasikleri kitapları; bir toplumun, kültürün veya medeniyetin temsilini yapabilmeleri bakımından evrenseldir. Peki, meselenin daha da derinine inersek dünya klasiklerini neden okumalıyız? Yazımızda bu soruya cevap verirken bazı dünya klasiklerini tanıtacağız.
Edebi ve Psikolojik Derinlik
Dünya klasikleri birçok açıdan çok boyutlu ve metinlerarası bir yana sahiptir. Realizm akımıyla toplumsal, romantizm akımıyla evrensel ama hep insani olan özleri anlatmaya çalışır. İnsan psikolojisinin dünden bugüne değişmeyen yanları dünya klasiklerinin tozlu sayfalarında açımlanır.
Dünya klasikleri arasına adını yazdırmış kitapların yüzyıllar boyunca, çağlar geçmesine rağmen ehemmiyetini sürdürmesinin altında edebi ve psikolojik bir derinlik barındırmaları en önemli etkenlerden biridir. Örneğin Dostoyevski’nin romanlarının yazılmasının üzerinden 150 yıldan daha uzun zaman geçmiş olmasına rağmen psikolojik analizleri insan ruhunun öylesine derinliklerine, öyle gizli kalmış köşelerine inmiştir ki insana dair söyledikleri günümüzde dahi anlamından en ufak bir şey kaybetmemiştir.
Dünya klasikleri kitaplarının zihnimizde uyandırdıkları ortak imgeler ise hem bireysel hem de kolektif bilinç dışında yer bulur. Böylece insanlığın ortak diline dahil olmaları bakımdan zamansızdır ve her dönemde insanı zihinsel ve ruhsal olarak harekete geçirir. Bu eserlerin taşıdığı metinlerarasılık de onları bir bütünün parçası olarak konumlandırır. Örneğin bir şiirden etkilenen bir yazar, romanını bu şiirden esinlenerek kaleme alabilir veya bu şiiri dönüştürerek eserine katabilir.
Tarihsel Bağlam
Kitaplar ve edebi eserler tarih biliminin araştırmaları için çok önemli, hatta yeri doldurulmazdır. Örneğin efsanevi imparator Sezar’ın bizzat kaleme aldığı İç Savaş, o dönem hakkında çok önemli bir tarihsel bilgi kaynağıdır. Bu kaynağın sadece anı, günlük, mektup olması gerekmez. Dünya klasiklerinin hemen her türünde yazıldıkları döneme yönelik kimi zaman tarafsız kimi zaman eleştirel ve hicve dayalı gözlemler ve göndermeler vardır. Stefan Zweig’ın Satranç eseri Nazilere yönelik gizli bir eleştiridir. Başka bir örnek vermek gerekirse Thomas Hardy, Yalan Bahçesinde Bir Gül: Tess başlıklı romanında Viktorya dönemi İngiltere’sini eleştirir, gözler önüne serer. Kısacası dünya klasiklerine dahil edilen eserler, yazıldıkları döneme ışık tutan bir fener görevi görürler.
Dünya Klasikleri Listesi
Storytel‘in senin için seçtikleri.
Fransız edebiyatının realist döneminin usta isimlerinden Gustave Flaubert’in ilk romanı Madame Bovary, 1856 yılında yayımlandığından bugüne en sevilen klasikler arasındaki yerini koruyor. Evli ve bir çocuk annesi Emma Bovary’nin baş karakter olduğu eserde dönemin sosyokültürel ve toplumsal tasviri yapılır. Eserde evlilikle yetinmeyen Bovary, feminist başkaldırının sembolüdür. Eserde kadının toplumdaki yeri, kiliseye başkaldırı ve din sömürüsü ve burjuvazi eleştirisi gibi konular işlenirken özgürlük, feminenlik ve aşk, ana temalar olarak karşımıza çıkıyor.
Rus edebiyatının en büyük isimlerinden Tolstoy’un 1885 yılında yayımlanan eseri İnsan Ne ile Yaşar, daha çok romanlarıyla öne çıkan yazarın öykü kitabıdır. Dünya klasikleri arasına kazandırdığı, insanlığın durumunu sorguladığı ve insana dair en temel sorularını sorduğu öykülerinde yazar, ahlak anlayışını edebi bir kurguya başarıyla yediriyor. Eserde, kitaba ismini de veren İnsan Ne İle Yaşar isimli öykünün dışında Kıvılcımı Söndürmeyen Ateşi Zapt Edemez, Mum, Kızlar Büyüklerden Akıllıymış, İnsana Çok Toprak Gerekir Mi ve İlyas isimli öyküler bulunuyor.
Rus edebiyatının olduğu kadar dünya edebiyatının da en büyük yazarlarından Dostoyevski, Beyaz Geceler’i daha 27 yaşındayken gazetede yayımlanması için yazdı. Petersburg’un beyaz gecelerinden esinlenen romanda bedbaht bir adamın iç dünyasına yolculuk ediyoruz. Edebiyatın çağlara meydan okuyan temaları yalnızlık ve aşkın etrafından şekillenen bu uzun öykü, hayalperest başkahramanımızın birkaç geceye ömrünü sığdırdığı derin duygularını anlatırken dönemin toplumsal yapısına da ayna tutuyor.
Sovyet dönemi Rus yazarı Maksim Gorki, dünya klasikleri arasına giren eserlerinde sosyalist gerçekçi bir tarz benimser. Yazarın Amerika’da sürgündeyken yazdığı Ana, Rus proletaryasının eşitlik ve adalet mücadelesini konu ediniyor.
Alman edebiyatının en büyük yazarlarından Goethe’nin kendi hayat hikayesinden esinlendiği kitabı Genç Werther’in Acıları, Werther isimli gencin karşılıksız aşkını anlatıyor. Mektup-roman türündeki eser; intihar, sosyal sınıf farkı, akıl ve kalp arasındaki çatışma gibi evrensel temalar etrafında gelişen saplantılı bir aşkın hikayesi.
Stefan Zweig’ın en ünlü eserlerinden Satranç, yazarın 1941 yılında keleme aldığı kısa romanıdır. Satrancın daha ziyade bir sembol olarak kullanıldığı eser, otobiyografik öğeler de taşıyor. Yazarın intihar etmeden önce kaleme aldığı son kitabı olan Satranç; psikolojik betimlemeleri, entelektüel eleştirileri ve felsefi göndermeleriyle Avusturyalı yazar Zweig’ın dünya klasikleri arasına kazandırdığı bir şaheser.
İrlandalı yazar Oscar Wilde’ın en ünlü kitabı olmasının yanı sıra tek romanı olan Dorian Gray’in Portresi, eşcinsellik ve hazcılığın açık bir şekilde sergilenmesi nedeniyle zamanında oldukça tepkiyle karşılanmış eseridir. Kitap, aslında saf bir genç olan Dorian Gray’in, zamanla haz ve güzelliğin esiri oluşunu bir ruhun incelikli bir tasvirini yaparak anlatıyor.
Rus roman ve oyun yazarı Gogol’un en bilinen eseri Palto, gerçekçi Rus edebiyatının en önemli eserlerinden biri. Dünya klasikleri ağırlığındaki romanın baş kahramanı Akakiy Akakieviç, sınıfsal ayrımın hüküm sürdüğü Rus toplumunda sıradan insanların çektiği acıların bir sembolüdür. Dostoyevski’nin Gogol ve eseri ile ilişkili olarak “Hepimiz onun Palto’sundan çıktık” demesi eserin edebi anlamdaki önemine vurgu yapar.
ABD’li yazar Jack London’ın neredeyse tüm dillere çevrilen, dünya klasikleri arasındaki eseri Vahşetin Çağrısı, ana karakterin Buck isimli bir köpek olduğu eleştirel eseridir. Buck’ın hikayesi, adaletsiz bir toplumda ve vicdan muhasebesinden bihaber insanlar arasında hayata tutunmaya çalışan bir insanın hikayesizden farksızdır. Sabır, sevgi, vefa, sadakat ve direnç gibi insani temalarla örülen Vahşetin Çağrısı, evrensel bir dille kaleme alınmış zamansız bir eser.
Gotik dünya klasiklerinin öne çıkan isimlerinden Amerikalı yazar ve şair Edgar Allan Poe’nun ilk olarak Graham’s Magazine’de yayımlanan eseri Morgue Sokağı Cinayeti uzun bir öykü niteliğinde. Polisiye türündeki eser dedektif Dupin’in iki kadının vahşi bir şekilde öldürülmesini çözümleyişini konu ediniyor. Dupin’in ilk kurgusal detektif olması ve Sherlock Holmes ve Hercule Pairot gibi ardıllarına öncü olması bakımından eser özellikle dikkat çekici.
En çok aranan kitaplar arasında olan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Rus yazar Grigory Petrov’un Finlandiya seyahatlerindeki notlarını bir araya getirmesiyle oluşturulan eseridir. Eser, Finlandiya’nın entelektüellerinin cehalete karşı verdikleri savaşı ve ülkeyi adeta küllerinden yeniden var etmelerini ele alıyor. Bir ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda refah seviyesine yükselişinin resmini çizen Beyaz Zambaklar Ülkesinde, umudunu yitirenlere umut aşılayacak, umut arayanlara ise aradığını verecek bir kitap.
Kadın meselelerine ve kadının toplumdaki yerine duyarlılığıyla tanınan İngiliz yazar Virginia Woolf, Kendine Ait Bir Oda’da, kadın ve edebiyat meselesini ele alıyor. Erkek egemen toplumda kadınlar arasından neden Shakespeare gibi bir deha çıkmadığının yanıtını veren Virginia Woolf, kadınlara kendilerine ait bir oda ve boş zaman yaratarak ne olursa olsun yazmalarını salık veriyor. Yazarın kendi değişiyle: ‘’Kütüphanelerini istediğin kadar kilitle; zihnimin özgürlüğünü ne bir kapı, ne bir kilit, ne bir sürgüyle kısıtlayabilirsin!’’
19. yüzyıl dönemi İngiliz yazarlarından Jane Austen’ın 1813’deyayımlanan ikinci romanı Gurur ve Önyargı, dönemin İngiltere’sinde kadının toplumsal durumuna ışık tutan bir kitap. Aşk, sınıf farkı, aile ve toplumsal cinsiyet gibi temaların işlendiği eserde Austen, toplumun bireyin özel yaşantısında haddinden fazla söz sahibi olduğu bir dönemin başarılı bir portresini çiziyor.
Dünya Klasikleri Storytel’de!
Çağlar boyunca ilk günkü önemini koruyan dünya klasikleri, yazıldığı dönemin en derin tasvirlerini yapması, temalarını insanlığın ortak değerlerinden alması, insanın kendisinin bile yabancısı olduğu gerçeklerine ayna tutması, toplumsal bilinç dışını yansıtması bakımından insanın hem kendisi hem de dünya ile tanışıklığının anahtarıdır. Birbirinden değerli dünya klasikleri kitaplarını Storytel’in geniş arşivinde bulabilir ve her kitapla başka bir yolculuğa çıkabilirsin.