
İngiliz Edebiyatı dendiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Virginia Woolf, bilinç akışı tekniğinin öncüsü ve yirminci yüzyılın en önemli modernist yazarlarından biri. Londra’da varlıklı bir ailede doğan Woolf, küçük yaşlardan itibaren evde İngiliz klasikleri ve Viktorya dönemi edebiyatı eğitimi almaya başladı. Takip eden yıllarda, 1897 ile 1901 arasında Londra King’s Koleji’nde klasikler ve tarih hakkında eğitim gören Woolf, babasının da desteğiyle bir profesyonel olarak yazım dünyasına adım attı. 1912’de Leonard Woolf ile evlenen Virginia Woolf, 1915 yılında ilk romanı Dışa Yolculuk’u yayınladı. Hayatı boyunca çalkantılı ruh sağlığının getirdiği sorunları tecrübe eden yazar birçok kez hastaneye kaldırıldı ve iki defa intihar girişiminde bulundu. Büyük yazar ne yazık ki 59 yaşında, cebine taşlar doldurduğu paltosuyla nehirde intihar etti.

Ömrü boyunca feminist kimliği reddetmiş olsa da yazarın sıklıkla feminizm ile ilişkilendirilmesinin nedeni, ataerkil egemenliğe karşı çıkışının yanında, kadın haklarına ve kadın özgürlüğüne dair fikirlerinin oldukça güçlü olmasıdır. Yazarın asla bir harekete bağlı kalmayan özgür ruhu hem politik feminist çevrelere mesafesini korumasında hem de edebi yazım tarzında kendini gösteriyor. Marcel Proust ve James Joyce gibi bilinç akışı tekniğinin öncülerinden birisi olan Virginia Woolf, 20. yüzyıl modern edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak addedilir. Geleneksel roman biçiminin insan öznelliğini yansıtmada yetersiz olduğunu gören Virginia Woolf şunu sorar:
Bu değişken, bilinmeyen ve sınırsız ruhu… Mümkün olduğunca ona yabancı ve dışsal olanı kenarda bırakarak aktarmak roman yazarının görevi değil midir?
Yazarın olay anlatımından feragat eden romanlarının deneysel yapısı eleştirmenler tarafından da beğeniyle karşılanmıştır. Virginia Woolf’un izlenimlerle dolu romanlardaki lirizm okuyucuyu adeta kendine has bambaşka bir dünyaya çeker.
Edebiyata yaptığı otantik katkılarla Virginia Woolf’un en ses getiren eserlerinden birbirinden çarpıcı 40 alıntıyı senin için bir araya getirdik. İşte yazarın Mrs. Dolloway, Deniz, Feneri, Kendine Ait Bir Oda, Orlando ve Dalgalar gibi kült eserlerinden harika alıntılar…
- Belki de dünyanın kendisi anlamdan yoksundur. – Mrs. Dolloway
- … hiçbir şey kalıcı değil, her şey değişiyor; ama kelimeler kalır, resimler kalır. – Deniz Feneri
- Beni rahatsız etmemeniz için, sessizce, yalnız başıma oturup kalabilmek için gönül rızasıyla tüm paramı verirdim – Dalgalar
- Birini sevmek insanı yalnız kılıyor. – Mrs. Dalloway
- Ne hoş bir güzelliği vardır; Hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların. Onurlu bir yaşamı seçenlerin. – Kendine Ait Bir Oda
- Yaşam kusurlu, bitmemiş bir söz dizisi… – Dalgalar
- İnsan nasıl olup da birini yargılayabiliyor, onlar hakkında düşüncelere nasıl varıyordu? Bütün duygularını üst üste koyup birinden hoşlandığına ya da hoşlanmadığına nasıl karar verebiliyordu? – Deniz Feneri
- Beni öptü. Her şey paramparça oldu. –Dalgalar
- Hayat bir düştür. Uyanmak bizi öldürür. Düşlerimizi çalan hayatımızı da çalmış demektir. – Orlando
- İsterseniz kütüphanelerinizi kilitleyin ama zihnimin özgürlüğünü kilitleyebileceğiniz hiçbir kapı, kilit, sürgü yoktur. – Kendine Ait Bir Oda
- Yine de nefretimizin sevgimizden ayırt edilmesi neredeyse olanaksız. – Dalgalar
- Kendini çok genç hissediyordu; aynı zamanda da inanılmaz yaşlı. Her şeyin içinden bir bıçak gibi keserek geçiyordu; aynı zamanda da dışarıdan bakıyordu her şeye. – Mrs. Dolloway
- Ve şiir, düşünüyorum da, yalnızca senin konuşan sesin. – Dalgalar
- Bir şiir parçasının insanın zihnini ele geçirip bacaklarını yolda onun ritmine uygun şekilde oynatmasına yol açması ne ilginç. – Kendine Ait Bir Oda
- Geçmiş yoktu, gelecek yoktu; ışıktan halkası içinde yalnızca o an, bizim bedenlerimiz ve karşı konulamaz o doruk noktası, esriklik vardı. – Dalgalar
- İnsanın en büyük tutkusu, başkalarını kendi inandığı şeye inandırmaktır. – Orlando
- Ne tuhaf ki insan postadan işe yarar bir şey çıkmayacağını bildiği halde hep mektup bekler. – Deniz Feneri
- Korku yüzünden bir şeyler dışarıda bırakıldı. Kibir yüzünden bir şeyler değişti. Farklılıkları vurgulamaya çalıştık. Ayrı olma arzumuz yüzünden yanlışlarımızı ve bize özgü olan şeyleri büyüttük. – Dalgalar
- Her şey şiddete dayalıydı. Çiçekler açar ve solardı. Güneş doğar ve batardı. Aşık sever ve giderdi. – Orlando
- Birini tanımak için onu tamamlayan kimseleri, hatta yerleri bilmek gerekirdi. – Mrs. Dalloway
- Hiçbir denge yok bu yeryüzünde. Herhangi bir şeyde ne anlam olduğunu kim söyleyebilir? Bir sözcüğün uçuşunu kim önceden kestirebilir? – Dalgalar
- Çaba tükenir. Zaman bayrak gibi direkte sallanır. Orada dururuz; oraya mıhlanırız. İnsan bedenini ayakta tutan iskelet alışkanlıklarıdır. – Mrs. Dolloway
- Dünyanın yapamayacağı hiçbir kötülük yoktu; bunu biliyordu. Hiçbir mutluluk sonsuza kadar sürmezdi, biliyordu. – Deniz Feneri
- Zaman sonsuz görünüyor, hırs da boşa – Dalgalar
- Çünkü insan her gün birlikte yaşadığı kişiler hakkında bile ne bilebilir ki? diye sordu Sally. Hepimiz mahkûm değil miyiz? – Mrs. Dolloway
- Zihin halkalar oluşturur; kimlik sağlamlaşır; insan geliştikçe acıyı özümseyip sindirir. – Dalgalar
- … sanki acılarla dolu bir dünyada mutlu olmak, bir insanın işleyebileceği en alçak suçmuş gibi. – Deniz Feneri
- Şapkalarımızı giyip, kapıyı iterek açarken kaosa değil, kendi gücümüzün boyun eğdirebileceği ve aydınlatılmış sonsuz yolun bir parçası haline getirebileceği bir dünyaya adım atıyoruz. – Dalgalar
- Sevilmeyi yeğlerim, çölde mükemmelliğin peşine düşmektense… – Dalgalar
- Güzelliğin de şöyle bir bedeli vardı; hayatı donduruyordu. – Deniz Feneri
- Çok fazla keder çekebilen bizlerin, bu kadar çok acı verebilmesi tuhaf. – Dalgalar
- Bir kadının da bir erkek kadar hoşgörülü ve açık sözlü, bir erkeğin de bir kadın kadar garip ve tatlı olması ikisi içinde öyle yeni bir şeydi ki. _Orlando
- Zamanın saatinin tık tık işleyişini tek darbeyle yok edelim. Yaklaş bana. – Dalgalar
- Ancak böyle bir birleşme olursa zihin eksiksiz döllenmiş olur ve bütün yetilerini kullanır. Belki de katıksız erkek olan bir zihin yaratıcı olamaz, katıksız kadın olan bir zihin de, diye düşündüm. – Kendine Ait Bir Oda
- İşte bu yüzden bana gerçek yüzümü gösteren aynalardan nefret ederim. Bir başıma çoğu kez hiçliğe düşerim. Dünyanın kenarından hiçliğe düşmemek için ayağımı gizlice itmem gerekir. Kendimi bedenime çağırmak için kafamı sert bir kapıya vurmalıyım. – Dalgalar
- Ölüm bir direnmeydi. Ölüm, iletişim kurma çabasıydı-insanlar gizemli bir şekilde ellerinden kaçan öze ulaşamayacaklarını anlıyorlardı, yakınlık uzaklaşıyordu, tat yok oluyordu. Bir kucaklaşma vardı ölümde. – Mrs. Dolloway
- Doyduktan sonra memeyi bırakıvermiş bir çocuk gibi, şimdi olup biten her şeye, bu her yerde her zaman hazır ve nazır olan, her şeyi kapsayan yaşama batmak, iyice de derinlere dalmak için özgürüm. – Dalgalar
- Düşlerimizi çalan hayatımızı da çalmış olur. – Orlando
- Sekiz çocuk büyütmüş temizlikçi kadın, dünya için yüz bin sterlin kazanmış avukattan daha mı az değerli? – Kendine Ait Bir Oda
- Çok yaşlı bir meşe ağacının içinde yolunu kemiren kurtçuk gibiyim. – Dalgalar